Romatizmadan, öksürüğe, ishalden, dil tutulmasına, mide ağrısına, hafızaya faydası saymakla bitmiyor. İçindekiler 1 Akgünlük ne işe yarar? 2 Akgünlük nasıl kullanılır? 3 Akgünlük ne için kullanılır? 4 Akgünlük Faydaları Akgünlük ne işe yarar? Akgünlük ne işe yarar? Kemik ve eklem rahatsızlıkları ile ilgili yürütülen birçok araştırma akgünlükte bulunan bozvelik asidin ön plana çıktığını göstermiştir. Bozvelik asit vücudun belirli yerlerinde, özellikle de kemik ve eklemlerde meydana gelen iltihaplanmalara karşı etkilidir. İltihap oluşumunu tetikleyen lökotrien adlı bir tür molekülün baskılanmasında rol oynadığı kanıtlanmıştır. Lökotrienler de bu arada astım hastalığına neden olabilmektedirler. Akgünlük bilindiği gibi astıma da çok iyi gelmektedir. Akgünlük sakız olarak da temin edilebilmektedir. Akgünlük ağacının reçinesinde bulunan dört asidin enfeksiyon önleyiciliği de çeşitli klinik deneylerde kanıtlanmıştır. Bu dört farklı asidin aynı şekilde lökotrien üretimini tetikleyen enzimlerin engellenmesini sağladığı bir gerçektir.
Akgünlük Akgünlük nasıl kullanılır? Akgünlük piyasada farklı tiplerde bulunabilir. Bu tipler arasında haplar, akgünlük sakızı ve kremler yer almaktadır. Akgünlüğün mucizevi özelliklerinden üretildiği hangi form aracılığı ile yararlanmak istiyorsanız kullanma talimatları önemlidir. Genellikle akgünlüğün hapı günde iki ila üç kez alınabilmektedir. Hapların dozları da çoğunlukla 300 ila 500 mg arasında değişmektedir. Uzmanların önerileri de zaten bu dozlar içindir. Akgünlük sakızı kullanımı biraz daha farklıdır. İstenildiğinde çiğnenebilir. Toz haline getirilerek yutulabilir ya da aynı toz formu krem hâline getirilerek ağrılı bölgelere uygulanabilir. Akgünlük kremi yapılan araştırmalara göre eklem romatizması ve ağrılarına iyi gelmektedir. Aynı şekilde hap ve sakız formları da genellikle bu hastalıkların tedavisi için kullanılmaktadır.
Akgünlük ne için kullanılır? Akgünlük enfeksiyon önleyici özelliklerinden dolayı hemen etki edecek bir ağrı kesici olarak da kullanılmaktadır. Ayrıca yukarıda da söylediğimiz gibi eklem ağrılarına, eklem romatizmasına, iltihaplı hastalıklara, kıkırdak dokuların onarımına, astıma ve kansere iyi gelmektedir. Yine akgünlüğün enfeksiyon önleyici içeriği ile enfeksiyon kaynaklı kıkırdak kayıplarını önleyebilmektedir. Son yıllarda kanser ile ilgili araştırmalar yürüten bir grup uzman kadro, akgünlüğün kan kanseri (lösemi) ve meme kanseri gibi kanser türleri için de tedavi edici özellikleri olduğunu gözlemlemişlerdir. Kanser önleyici ya da kanser tedavisinde kullanılma metotları hâlâ araştırılıyor olsa da bulgular umut vadeden türdedir. Bunların dışında akgünlüğün doktorlar tarafından reçete edilmiş enfeksiyon ilaçlarıyla etkileşimde bulunduğu da ortaya konmuş bir gerçektir. Reçeteli ilaçların etki mekanizmalarını azalttığı gözlemlenmiştir. Bu yüzden enfeksiyon önleyici ilaçlar ile birlikte kullanılmaya karar verildiyse mutlaka bir uzmandan bu konu hakkında bilgi almanız önerilmektedir.
Akgünlük Faydaları Kireçlenme: Bozvelik asit bakımından zengin akgünlük, faydaları ile adından günümüzde de oldukça sık söz ettirmektedir. Kireçlenmeye iyi geldiği, osteoartrit tedavisi gören bir grup üzerinde araştırma yürütülürken fark edilmiştir. Eklemlerdeki iltihaplanmanın ve ağrıların önüne geçtiği kanıtlanmıştır. Ayrıca 2003 yılında yayımlanan klinik bir araştırmaya göre de diz ağrılarından yakınan bir grup tarafından akgünlük hap şeklinde kullanılmış ve diz ağrıları geçirilmiştir. Eklemlerdeki enfeksiyonlarda da önemli ölçüde bir azalma olduğu ortaya çıkmış, akgünlüğün daha ayrıntılı incelenmesine karar verilmiştir. Akgünlüğün kireçlenmeye iyi geldiğinin fark edilmesi olayı, verdiği olumlu sonuçlar bakımından tıp dünyasını şaşırtmıştır. Romatizma: Romatizma tedavisi için de kullanılabilen akgünlüğün bu konudaki çalışmaları hâlâ devam etmektedir. Romatologların birçoğu tarafından önerilen bu bitki, eklemlerde meydana gelen ödemlerin azaltılmasında da etkili bir tedavi yöntemidir.
Ayrıca bağışıklık sistemine de bazı olumlu katkıları olduğu ortaya çıkan akgünlüğün bu sayede enfeksiyon önleyici özelliğinin dışında, serbest radikallere (virüs, bakteriler vb.) karşı etkili olduğu da kanıtlanmıştır. Astım: Akgünlüğün astımı te-tikleyen lökotrienlerin baskılanmasında önemli bir rol oynadığını söylemiştik. 1998 yılında yürütülmüş tıbbi bir araştırma grubuna göre, akgünlüğün astım üzerindeki etkileri olumlu gözlenmiştir. Yapılan araştırmada astım hastalığından şikâyetçi olan katılımcıların hastalık şiddetlerinde azalma görülmüştür. Çünkü akgünlük bir tedavi edici olarak kullanılmış, düzenli olarak katılımcılara verilmiştir. Ayrıca yine bağışıklık sisteminin çalışma niteliğini güçlendirici özellikleri ile de alerjik astımın şid-detini azalttığı ya da alerjik astımı tamamen tedavi ettiği gözlenmiştir.
Kanser: Bozvelik asitlerin kanserin ilerleyişini durdurup durdurmadığına ilişkin bazı klinik araştırmalar yapılmıştır. Yapılan araştırma sonuçları ile kanserin yayılımını engelleyici etkileri kesinleşmiştir. Akgünlüğün kanser önleyici ve kanseri tedavi edici özelliği de DNA’nın yapısını bozabilecek hücrelerin gelişimini engellemesi sayesinde keşfedilmiştir. Bunlar hem lösemi hem de meme kanseri için geçerli etkilerdir. Kanser hücreleri vücuda dâhil olduklarında sağlıklı hücrelerin DNA’larını değiştirirler. DNA’sı değişen her hücre, kanser hücresinin aynısı olan bir kopyaya dönüşür ve çoğalmaya başlarlar. Akgünlük işte bu kanser hücrelerinin sağlıklı hücrelerin DNA’sına etki etmelerine engel olur. Ayrıca DNA kopyalama sürecine engel olmakla kalmaz, hücrelerin yok edilmesine katkıda bulunmak için de onlarla savaşır. Devam eden çalışmalar gösteriyor ki umut vadeden sonuçlarla karşılaşmamızı sağlayacaklar.
Akgünlük Akgünlük nasıl kullanılır? Akgünlük piyasada farklı tiplerde bulunabilir. Bu tipler arasında haplar, akgünlük sakızı ve kremler yer almaktadır. Akgünlüğün mucizevi özelliklerinden üretildiği hangi form aracılığı ile yararlanmak istiyorsanız kullanma talimatları önemlidir. Genellikle akgünlüğün hapı günde iki ila üç kez alınabilmektedir. Hapların dozları da çoğunlukla 300 ila 500 mg arasında değişmektedir. Uzmanların önerileri de zaten bu dozlar içindir. Akgünlük sakızı kullanımı biraz daha farklıdır. İstenildiğinde çiğnenebilir. Toz haline getirilerek yutulabilir ya da aynı toz formu krem hâline getirilerek ağrılı bölgelere uygulanabilir. Akgünlük kremi yapılan araştırmalara göre eklem romatizması ve ağrılarına iyi gelmektedir. Aynı şekilde hap ve sakız formları da genellikle bu hastalıkların tedavisi için kullanılmaktadır.
Akgünlük ne için kullanılır? Akgünlük enfeksiyon önleyici özelliklerinden dolayı hemen etki edecek bir ağrı kesici olarak da kullanılmaktadır. Ayrıca yukarıda da söylediğimiz gibi eklem ağrılarına, eklem romatizmasına, iltihaplı hastalıklara, kıkırdak dokuların onarımına, astıma ve kansere iyi gelmektedir. Yine akgünlüğün enfeksiyon önleyici içeriği ile enfeksiyon kaynaklı kıkırdak kayıplarını önleyebilmektedir. Son yıllarda kanser ile ilgili araştırmalar yürüten bir grup uzman kadro, akgünlüğün kan kanseri (lösemi) ve meme kanseri gibi kanser türleri için de tedavi edici özellikleri olduğunu gözlemlemişlerdir. Kanser önleyici ya da kanser tedavisinde kullanılma metotları hâlâ araştırılıyor olsa da bulgular umut vadeden türdedir. Bunların dışında akgünlüğün doktorlar tarafından reçete edilmiş enfeksiyon ilaçlarıyla etkileşimde bulunduğu da ortaya konmuş bir gerçektir. Reçeteli ilaçların etki mekanizmalarını azalttığı gözlemlenmiştir. Bu yüzden enfeksiyon önleyici ilaçlar ile birlikte kullanılmaya karar verildiyse mutlaka bir uzmandan bu konu hakkında bilgi almanız önerilmektedir.
Akgünlük Faydaları Kireçlenme: Bozvelik asit bakımından zengin akgünlük, faydaları ile adından günümüzde de oldukça sık söz ettirmektedir. Kireçlenmeye iyi geldiği, osteoartrit tedavisi gören bir grup üzerinde araştırma yürütülürken fark edilmiştir. Eklemlerdeki iltihaplanmanın ve ağrıların önüne geçtiği kanıtlanmıştır. Ayrıca 2003 yılında yayımlanan klinik bir araştırmaya göre de diz ağrılarından yakınan bir grup tarafından akgünlük hap şeklinde kullanılmış ve diz ağrıları geçirilmiştir. Eklemlerdeki enfeksiyonlarda da önemli ölçüde bir azalma olduğu ortaya çıkmış, akgünlüğün daha ayrıntılı incelenmesine karar verilmiştir. Akgünlüğün kireçlenmeye iyi geldiğinin fark edilmesi olayı, verdiği olumlu sonuçlar bakımından tıp dünyasını şaşırtmıştır. Romatizma: Romatizma tedavisi için de kullanılabilen akgünlüğün bu konudaki çalışmaları hâlâ devam etmektedir. Romatologların birçoğu tarafından önerilen bu bitki, eklemlerde meydana gelen ödemlerin azaltılmasında da etkili bir tedavi yöntemidir.
Ayrıca bağışıklık sistemine de bazı olumlu katkıları olduğu ortaya çıkan akgünlüğün bu sayede enfeksiyon önleyici özelliğinin dışında, serbest radikallere (virüs, bakteriler vb.) karşı etkili olduğu da kanıtlanmıştır. Astım: Akgünlüğün astımı te-tikleyen lökotrienlerin baskılanmasında önemli bir rol oynadığını söylemiştik. 1998 yılında yürütülmüş tıbbi bir araştırma grubuna göre, akgünlüğün astım üzerindeki etkileri olumlu gözlenmiştir. Yapılan araştırmada astım hastalığından şikâyetçi olan katılımcıların hastalık şiddetlerinde azalma görülmüştür. Çünkü akgünlük bir tedavi edici olarak kullanılmış, düzenli olarak katılımcılara verilmiştir. Ayrıca yine bağışıklık sisteminin çalışma niteliğini güçlendirici özellikleri ile de alerjik astımın şid-detini azalttığı ya da alerjik astımı tamamen tedavi ettiği gözlenmiştir.
Kanser: Bozvelik asitlerin kanserin ilerleyişini durdurup durdurmadığına ilişkin bazı klinik araştırmalar yapılmıştır. Yapılan araştırma sonuçları ile kanserin yayılımını engelleyici etkileri kesinleşmiştir. Akgünlüğün kanser önleyici ve kanseri tedavi edici özelliği de DNA’nın yapısını bozabilecek hücrelerin gelişimini engellemesi sayesinde keşfedilmiştir. Bunlar hem lösemi hem de meme kanseri için geçerli etkilerdir. Kanser hücreleri vücuda dâhil olduklarında sağlıklı hücrelerin DNA’larını değiştirirler. DNA’sı değişen her hücre, kanser hücresinin aynısı olan bir kopyaya dönüşür ve çoğalmaya başlarlar. Akgünlük işte bu kanser hücrelerinin sağlıklı hücrelerin DNA’sına etki etmelerine engel olur. Ayrıca DNA kopyalama sürecine engel olmakla kalmaz, hücrelerin yok edilmesine katkıda bulunmak için de onlarla savaşır. Devam eden çalışmalar gösteriyor ki umut vadeden sonuçlarla karşılaşmamızı sağlayacaklar.