Kısıtlama Gelecek mi ? Bakan Koca Açıkladı...
Sağlık Bakanlığı 'Günlük Kovid- 19 Tablosu' verilerini açıkladı. Türkiye'de son 24 saatte koronav-irüsten 76 kişi daha ha-yatını k-aybetti, 22 bin 291 yeni v-aka tespit edildi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca koronav-irüs gündemi ve koronav-irüs a-şısı hakkında açıklama yaptı.
Fahrettin Koca a-şı olmayanlara kısıtlama getirileceği i-ddiaları hakkında, "Birinci önceliğimiz, tüm vatandaşlarımızın sorumluluk alarak ve sorumlu bir birey olarak kendi tedbirlerini alması ve a-şı olarak topluma karşı ödevini yerine getirmesidir." i-fadelerini kullandı.
Fahrettin Koca'nın açıklamalarının satır başları şöyle oldu:
Aziz Vatandaşlarım,
Bugün bilim Kurulumuz s-algının ilerleyişi, artan va-ka sayıları ve a-şı programımızı esas alan bir toplantı gerçekleştirdi.
Hepinizin bildiği gibi son 2 hafta içinde v-aka sayılarında çok hızlı bir yükseliş yaşadık. Bayram günlerinde h-astalık yok olmadı. Ama üzülerek izledik ki h-astalık yokmuş, hiç olmamış gibi bir tavırla bayramı karşıladık. Tedbirlere dikkatin çok azaldığını üzülerek gördük. Bu günlerde bunun ektisini yaşadığımız bir gerçek. V-aka sayılarının artış hızı istemesek de yükselme eğiliminde. Bu durum birçok açıdan sorun teşkil ediyor.
Bunların ilki a-şı programımız toplum bağışıklığı hedefine ulaşamadan yeni bir varyantın baskın hale gelmesi ve a-şı ile bağışıklık programımızı sekteye uğratma riski. Unutmayalım ki en az iki doz a-şı olmadan ve üzerinden belirli bir süre geçmeden bağışıklık elde edilmiyor. Birinci doz a-şısını olmuş vatandaşlarımız henüz bağışıklık kazanmadan v-irüsle karşılaştıklarında h-astalığa yakalanabiliyorlar.
Benzer şekilde iki doz a-şı olmuş kişiler için de üzerinden belirli bir süre geçtikten sonra aş-ıların etkinliği azalıyor ve bu durum da ha-stalığa ya-kalanma r-iski ortaya çıkıyor. Bunlar, a-şı programının başarıya ulaşmasının önündeki en önemli ri-sk faktörleridir.
İkincisi ise s-algını a-şı ile durdurmaya çalışırken artan v-aka sayılarının unutmak istediğimiz, bir daha dönmek istemediğimiz yakın geçmişteki kısıtlamalarla dolu hayatımıza dönmek. Kısıtlama uygulanan dönemler s-algının sosyal hayatımızı en çok etkilediği, insani ihtiyaçların bile özel planlamalar gerektirdiği günlerdi. Kısıtlama günlerine geri dönmeyi hiç birimiz hiçbir surette tekrar yaşamak istemeyiz. Buna mecbur kalacağımız bir seyir şuan için yok. Ama olmayacağı anlamına gelmez. Bağışıklık sağlanmadan yapacağımız her tedbirsizlik bizi bu istemediğimiz sınıra yaklaştırır. Bu kısır döngüden kurtulmanın tek yolu a-şı ile b-ağışıklık elde edene kadar tedbirlere uymaktır.
Üçüncüsü ise maalesef kayıplarımızın artması te-hlikesidir. A-şılar en çok ri-sk grubundaki vatandaşlarımız için önemli. Ancak yaygın olarak a-şı olmadan sadece r-isk grubunun a-şılanması ile onları korumamız mümkün değil. Sevdiklerimizi, büyüklerimizi korumak için önce kendi aş-ılarımızı olmamız şart. Bana bir şey olmuyor düşüncesi ile sevdiklerimizi riske atabilecek durumda değiliz.
Aziz Vatandaşlarım,
S-algının seyrini dikkate alarak zorunlu uygulamalar getirilmesi gerektiği çokça dile getiriliyor. Hatta bazı ülkeler bu konuda kanunlar çıkarıyor ya da hazırlıyor. Bizim bu konuya yaklaşımımız bilimsel verilerden elde edilecek sonuçlara bakmadan atılacak adımların eksik olacağı yönündedir.
Birinci önceliğimiz, tüm vatandaşlarımızın sorumluluk alarak ve sorumlu bir birey olarak kendi tedbirlerini alması ve a-şı olarak topluma karşı ödevini yerine getirmesidir.
Yaptığımız çalışmaların bilime ve kanıta dayalı sonuçları özel tedbirler almayı gerektirirse bunu yapmaktan imtina etmeyiz. Ancak, herkes yapıyor, herkes istiyor diye bir adım atmayacağız. Kısıtlamalarla dolu bir toplumsal hayat hiç birimizin tercihi ya da önceliği değildir.
Yaptığımız değerlendirmeler sonucunda tedbir alınması gerek bir durum olursa bunu sizlerle paylaşacağım. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.